30 Haziran 2015 Salı

Sinestezi /Birhastalık

''SİNESTEZİ: RENKLERİ DUYMAK,ŞEKİLLERİ TATMAK...''

Uyandıkları her sabah kendine has ve değişik. Basitçe gazete okurken bile okudukları her bir kelimede gözlerinin önünde bambaşka renkler parlıyor. Beethoven'ın konçertolarından birini dinlemek onlar için bir havai fişek gösterisine dönüşüyor. Kapı çaldığında çevrelerinde farklı büyüklükte üçgenler görüp, gök kuşağına baktıklarında çeşit çeşit sesler duyuyorlar. İşte tüm bunlar sanrılar gören birinin değil, sinestezi hastalığına sahip bireylerin yaşadıkları.








SİNESTEZİ

Değişik bir sitede görüp de araştırmaya karar verdiğim değişik bir hastalık.İlk gördüğümde aklıma Kore dizilerinden olan ve benim yeni bitirdiğim ''Sensory Couple'' dizisini hatırlattı.
-gerçi umarım yorum yazısı yayınlayabilirim-

**Yazı için buyrun.


Hastalık ,bir animasyon beş altı adet internet sitesinden ,anladığım kadarıyla insanın herhangi bir duyusunun -ki genelde görme değil- çalışmaması veya değişik çalışması durumunda diğer duyunun işin içine girmesiyle durumların karışması şeklinde işleyen bir hastalık.

Bir düşünsenize televizyon izliyorsunuz izlediğiniz programdaki insanlar konuştukça ağızlarından kafanıza bir şeyler fırlıyor.Kesinlikle 3D değil.Veya çilek kokusu aldığınızda garip tınılı herhangi bir müzik duymaya başlıyorsunuz.Bu kesinlikle çileğin özelliği değil.




Hastalığın Tanımı 


Sinestezi Yunanca kökenli bir kelime olup birleşik duyu anlamına geliyor.(Etimoloji ilgi alanım).

Sinestezi hastalarında herhangi bir duyunun uyarımı otomatik olarak başka bir duyu algısını tetikliyor.

Metafor, sembolizm kelimeleri gibi, çeşitli sanat ürünlerinin tanımlanmasında kullanılan "sinestezi" kelimesinden farklı olarak bu olguyu yaşayan kişiler, kasıtsız ve sürekli olarak oluşan benzetmelerden bahsediyorlar. Kısaca, birden fazla algı sistemi aynı nesnelere kendi yorumlarını aynı kuvvette veriyorlar.

Daha açık bir deyişle, renkleri duyup, şekilleri tadıp, sesleri koklayabiliyorlar.

İki çeşit sinestezi bulunuyor: Sonradan kazanılan ve nedeni çözülemeyen sinestezi.

Sonradan kazanılan sinestezi başka bir hastalığın varlığında ortaya çıkıyor. Örneğin, epilepsi hastalarında bu tür duyular (koklama, görme, işitme, duyma, dokunma) arası geçişler de gözlenebiliyor.

Nedeni henüz çözülemeyen sinesteziyse her 25.000 kişiden birinde görülen, ender bir durum. Kafadan alınan darbeler, bir takım kimyasalların kullanımı ya da beyindeki orta temporal lobun hasarı da geçici sinestezik durumlara neden olabiliyor.



KİM SİNESTEZİ OLABİLİR ?


Sinesteziye yatkın belli bir insan tipi yok. Ancak eldeki takım istatistiksel verilere göre kadınlar erkeklere oranla bu hastalığa daha yatkın.(Amanın !!!)

Hastalığın kadınlarda daha sık görülüyor oluşu hastalık geninin X cinsiyet kromozomu üzerinde taşınıyor olabileceği olasılığını doğuruyor. Nitekim sinestezinin babadan kıza, anneden oğula ve anneden kıza geçtiği durumlara örnekler çokken, bugüne kadar hiç babadan oğula geçtiği gözlenmemiş.


Sinestezi hastalarının uzamsal ve matematiksel zekâlarının düşük oluşu hastalığın beynin sol yarım küresiyle ilişkili olabileceğini düşündürüyor.
(Bildiğiniz gibi beynin sol lobu daha analitik işlerimize yarayan taraf .Sağ lob ise daha sanatsal tarafımız.)

Her ne kadar araştırmacılar sinestezi hakkında henüz aydınlatılmamış gerçekleri açığa çıkarmaya çalışıyor olsa da, birçok sinestezi hastası özel durumunu bir tür hediye gibi görerek sanatsal alanlarda başarının kapılarını zorluyor.


   YORUMUM 


 Benim hastalık hakkında yorumum kesinlikle eğlenceli olacağı.Adının ardından aldığı hastalığı eki tabi ki pek iyi bir şey olmasa gerek.Veya korktuğunuz bir şeylerin sizi bu şekilde rahatsız etmesi hoş değildir muhtemelen.Fakat ,bir düşünsenize sayıları renklerle görmek , veya bir tabloyu izlerken tablodan sesler duymak , herhangi bir şarkının ritimlerinde veya gökkuşağını,havai fişekleri izlemek benim açımdan eğlenceli olurdu. 
Bu hastalığın da birçok çeşidi var tabi şimdiden belirteyim.Yani herkes gökkuşağı görmüyor veya havai fişekler seyretmiyor.

Bir düşündüm de insanları sayılara benzettiğim olmuştu.Geçenlerde şarkılara uygun renkler de sayıyordum.İnsanları görünce sesler duymuyorum ama genelde insanlara melodiler de takarım.



ÖRNEKLERİ 

Öyle ki dünyanın saygın heykeltıraş, müzisyen, ressam ve şairleri arasında da bu hastalıkla yaşamış pek çok örnek bulunuyor.(Hiç birini tanımıyorum vallahi)

Bunlardan biri olan ünlü Fransız şairi Arthur Rimbaud'nun hastalığını ilk olarak çocukluğunda kitaplardaki harflere bakarken nasıl da renkler gördüğünü fark ettiğinde anladığı söyleniyor.
Benzer şekilde ünlü roman yazarı Vladimir Nabokov, klasik müzik bestekârı Scriabin, ressam Kandinsky'nin de sinestezik deneyimler yaşadığı biliniyor.


Kandinsky'nin eserlerini inceledim.

Şu şekilde : 



Google amcamız onun ölüm yıl dönümü anısına olsa gerek böyle bir doodle hazırlamış.


Şu tablodan mı esinlenilmiş ne ?



SON OLARAK

Sinir bilim ve psikolojideki tüm gelişmelere rağmen, bugün, sinestezi halen nörolojik bir hastalık olarak gizemini koruyor. Araştırmacılar, bu hastalığın gizemi çözüldüğünde sinir sistemi ve algı arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılmasında da büyük bir adım atılmış olacağını söylüyorlar.

İlginizi çektiyse ziyaret edebileceğiniz ,

Bir animasyon ;
https://www.youtube.com/watch?v=lSQ5Nk-bSwc

Eğlenceli iki makale;
http://www.evrimagaci.org/makale/407
http://onedio.com/haber/kelimeler-nasil-tat-hissi-yaratir--457441

Yorumları içeren bir site
https://eksisozluk.com/sinestezi-


    ☼  


KAYNAKLARIM

-http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/biyopsiko.htm

-https://tr.wikipedia.org/wiki/Sinestezi

-Ve düzenleme işini halleden bir adet Sofie.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder